Ailemizin ve camiamizim "aile gurusu" Nurten ablanin kitabindaki 5 top metaforunu gecenlerde iskolik ve kronik aile ihmalkari arkadasima anlatmis ve yine epey sukse yapmistim. Okurum da kendime mi saklarim? Hayir, pek de guzel satarim evelallah, bu da genetik bir ozelligimizdir. Iyilikseverizdir de ilacimizi once ele gune sonra kendi kelimize sureriz ama olsun yine de teori/ pratik oranimiz fena degildir. Neyse ben yine girizgahta kayboldum aferin bana, acilen asil mevzuya baglanmam lazim da toparlayamiyorum. Basligi da bir alengirli atmisim ki valla oradan da bir sey cikaramadim, bakalim nereye varacagiz....
Ne diyordum? 5 top metaforu. Evet simdi eksikleri tamamlayan cikar diye hatirladigim kadariyla ozetleyeyim. Insan hayatinda yer alan ana mesguliyetleri dusurmemege calistigimiz toplar olarak ifade eden bu ornekte deniyor ki, "ailemiz, sagligimiz, benligimiz,isimiz (besinciyi de hatirlayamadim yuh olsun sayin seyirciler) bir de her neyse oburu diyebilecegimiz bu toplardan bir tek isimiz elastik bir toptur, duserse geri ziplar ancak digerleri camdandirlar ve onlarin ihmalinin telafisi hafazanallah yoktur. Isguzarlik edip isim de isim demeyin, adam olun once ailem, sagligim, benligim falan deyin. Is bugun olmazsa yarin toplanir ona gore" gibi bir anlami vardi. Anladiniz siz onu... Zorluk cikartmayin simdi... Neyse ki arkadasima anlattigimda tamami aklimdaydi ve gayet de filozofca ifade etmistim, iciniz rahat olsun.
Bu guzel ve insani dusundurucu metafor bir maksada hizmet ediyor ve iyi ediyor ancak bende yine de camdan toplar falan bir strese yol acti. Allah muhafaza benim gibi sakar tipler icin irkiltici bir yani var hadi kacirdim elimden kirdim aile topunu, buyur bakalim, ben o sokla oburlerini de dusururum kalir miyim lastikten is topuna... Hadi bakalim buradan yak. Simdi "yahu bu kiyaslama babindandi canim, yani hangisine dikkat gosterilmesi gerektigini carpici olarak anlatmak icin" falan demeyiniz mantikli ic sesim cunku ben bir kere stres topuna bagladim baska bir cikis yolu bulmam lazim. Bulmasam bu yaziyi yazip kendimi malamat eder miyim? Etmem (etmeyecegim, etmemeliyim, konsantre ol toparlaaa...) Kestirmeden bagliyorum ve diyorum ki esneklik, elastikiyet, toparlanma kabiliyeti ingilizcesi resilience ve bu kavramin hayatin tum alanlarina nufuz etmesi isin anahtaridir. (Bu arada evvelki gece uykudan once ben bu resilience'a en esaslisindan bir Osmanlica karsilik bulup o ic huzuruyla uyumustum tabii ki sabaha unuttum. Su anda dilimin ucunda ve cikmiyor. Cikarabilenler insaniyet namina bana bildirsin.)
Bu "resilience", esneklik (biliyorum guduk bir ceviri) sadece psikolojide degil, fizikte , biyofizikte de bahsedilen bir kavramdir. Ana eklemlerimizi cevreleyen kikirdak doku, kemiklerimizin antisok sistemidir. Eklemlerimiz, bu esnekligi ve darbe direnci yuksek madde sayesinde cocuklugumuzda lastik oynarken tuzla buz olmazlar. Omurlarimizin arasindaki kikirdak benzeri yastikciklar sayesinde omurgamiz esneklik kazanir. Iskeleden baliklama atlayip belimizi kirmayiz. Tabii ki kedilerle kiyaslandigimizda omurgamizin esnekligi pek gariban kalir. Bu yuzden kedilere dokuz canli denir. Bir cok bakimdan hassas, narin hareketleri kisitli bir mahluk olmamizi bu esneklik, toparlanma kabiliyetine zihinsel olarak da sahip olan tek canli olmamiz kurtarir. En ileri mental adaptasyona sahip canli olarak esrefi mahlukat addediliriz. Zihnen ve ruhen dusup dusup yeniden kalkabilme ilmine ve terkibine haiz halde hayat yolculuguna cikmisiz. Ancak icimizdeki bir cok hazine gibi bu kabiliyetin de tekamule ihtiyaci vardir.
Bati kaynakli psikoloji ilmi esneklik-toparlanabilirligi iki boyutlu yargilarla tanimliyor. Bu boyutlardan biri riskin veya negatif tecrubenin varligini kabul etme digeri de pozitif adaptasyon yani negatif durumun ardindan pozitif cikarimi yapabilmek. Daha acik ifade etmek gerekirse "ben zaten her acinin tiryakisi olmusum" degil "kuruyup cole donsem de pare pare olsam da yenilmem" reaksiyonunu verebilme becerisine haiz olmak muhim meseledir. Isin en ilginc yani bati kaynakli psikolojinin iki boyutlu bakis acisina (boyut bir: hayatta zorluklar/ felaketler vardir, boyut iki: olsun varsin yeniden baslarim) ekleyebilecegimiz kaza ve kader inanci ile tevekkul kavrami da olan bir toplumda hala tekamul egitimine ne az onem veriyoruz.
Esneklik kabiliyetinin tekamulu cocukluga dayanir, ozguvene ve kendiyle ilgili farkindaliklara baglidir dogru. Ancak bu anne babayi profesorlestirmeye kalkan "evdeki egitim cok onemli" kestirmeciligine kurban edilmemeli. Ister tekamul egitimi ister kisisel gelisim ister karakter egitimi deyin resmen okul mufredatina girmelidir diye dusunuyorum. Hem de "Sebatkarlik ne demektir orneklerle aciklayiniz" seklinde degil, dramayla muzikle oyunla okul kurallarinin hayattan olmasiyla, ailelerin katilimiyla, cocuga cok hem de cok insiyatif verilmesiyle ama mutlaka var olmalidir.
Dustugu yerden kalkabilen, yuz kere tovbesini bozsa da yine gelebilecek oldugunu bilen bir nesil kendisini asla geriye ziplayamayacagi koprulerden asagi birakmayacaktir o zaman. Iki gunluk evliliginden cok yoruldum, yiprandim diye caymayacaktir. Yeise kapilmayacaktir, bir isi bitirdiginde yenisine baslayacaktir. Bu topraklarin tokezlemesi bol yollarinda kendinden emin olacaktir. Daha mi az onemlidir bu konu integralden, terliksi hayvandan, ege bolgesinin madenlerinden. Bence carpanlarin ayiramadigi bir toplum icin cok onemlidir hem de cok....
Esra
29 Aralik 2009, Melbourne
No comments:
Post a Comment